Filiz Özkol :Kaçamak

Kulağa sevimli gelen bir söz. Biraz muziplik var içinde. Kelime anlamı: Hoş görülmeyen bir şeyi ara sıra yapma. Bir şeyi belli etmeden, gizlice yapmaya çalışma. Bir şeyden kaçınma yolu... Öncelikle kadın erkek ilişkileri için de yaygın olduğu sanılır. Şu ayırıma bir çerçeve getirmek lazım.

Kaçamak ve aldatmak birbirinden ayrılır mı? Kaçamak Google Trends içerisinde, aldatmaya nazaran daha çok aranıyor. İnsanlara aldatmanın sempatikleştirilmiş hali gibi geliyor olabilir mi? Bir kadınla bir erkek arasında yaşanan binlerce senaryodan birkaçı. Sürekliliği olmayan, reklam arası gibi bir şey. Aldatma olaylarının garip bilançosunu masaya yatırdığımız zaman, genelde suç oranı erkeğe yüklenir. Dökümler ve sayımların sonunda nedense "KAÇAMAK" denen sevimli hırsız baş köşeye oturuverir. Şeytani bir cazibedir.

YILLARCA TARTIŞILAN KONU
Legal olsa, belki bu kadar cazip olmayacak, sıradanlaşacak ve tüm etkinliği kaybolacak. Hatta sözü bile edilmeyecektir... Biz yıllarca tartışmaya devam edelim. Yaptığımız yaramazlıklara kulp bulmaya çalışalım ve kendimizi haklı çıkaracak nedenler arayalım. Sonuçta çiğ süt emmiş bir insanoğluyuz işte. Çok sevdiğim arkadaşım diyet programına başlamıştı. Yemek sonrası "Gel bir tatlı kaçamağı yapalım" dediği zaman ben de "HAYIR" diyememiştim. Oysa tam 45 gündür ağzıma bir lokma tatlı koymamıştım, küçük minik hayalet kendini gösterinceye kadar. Tüm yeminlerim uçup gidivermişti. İnsanı baştan çıkaran bu kelimeye çoğu zaman maalesef karşı koyamıyoruz... Okul yıllarımızda gizli çektiğimiz kopyalar, paydoslarda eve geç gittiğimiz kaytarmalarımız, ilk flört dönemlerimizde ebeveynlerimize söylediğimiz küçük yalanlar... Çocuklarımızı idare etmeye çalıştığımız anlar, "ASLA KONUŞMAYACAĞIM dediğimiz halde bülbül gibi öttüğümüz zamanlar anlat anlat bitmez ve insanlık var olduğu müddetçe asla bitmeyecektir.

PROGRAMIMIN ADIYDI
İzmir Yeni Asır gazetemin, yeni radyo günlerimin tatlı anılarını anlatmaya doyamadığım bir gerçek. Sevgili radyo müdürümüzün kulaklarını çınlatmak istiyorum. Radyomuzda; gündüz saatlerinde günün sevilen pop şarkıları çalınırdı. Geceleri kesinlikle arabesk, fantezi ve sanat müziği kuralı geçerliydi. Haftada bir, biz DJ'lerin gece programları vardı ve benim programımın adı "KAÇAMAK"tı.

Nedenini tahmin edebiliyorsunuz tabii ki... En büyük zevkimizdi yasakları delmek. Tüm arkadaşlar keyfimize göre program yapardık. Yılın en çok dinlenen "RADYO ÖDÜLÜNÜ" almamızın tek nedeninin kaçamak çaldığımız şarkıların olduğunu, müdürümüz çok sonraları öğrendiğinde bizler sevinç çığlıkları içindeydik. Yasakların bu denli güzel olmasının altında neler var diye düşünebiliriz. İyi olmak bazen karşınızdaki kişiye sıkıcı gelebiliyor. Hatta kendinize bile tahammül edemediğiniz anlar vardır.

ZARAR VERİYORSAK EĞER...
Aslında her insanın içinde olumsuz bir dürtü mevcuttur. Belki de cesaretimizi kanıtlamak için kendi içimizde başladığımız bir oyundur. Yaşam heyecanlı evrensel rol vardır.

Bu senaryoların dışına çıkmak isteyip ve farklı bir duyguyu denemek istediğimiz zamanların adı "KAÇAMAK" olabiliyor. Rutin hayatımızın dışında imrendiğimiz küçük zararsız ataklarımızı onaylasak bile, yüksek irademizin sınırlarını zorlayarak, çevremize ve kendimize zarar veriyorsak yasadıklarımız gerçekten YASAK OLMALI VE UZAKTA KALMALI...

Kaynak :Filiz Özkol Yeni Asır a teşekkür.

Yorum Gönder

0 Yorumlar