PİRİNCİN TAŞLARI
Köşe yazarı olarak belki bugün ki yazımı yazmam lazım. 24 Haziran erken seçim haberi Türkiye gündemine bomba gibi düştü. Piyasalarda ki belirsizlik ve saldırılar nedeniyle bekleniyordu ama Bahçeli, Erdoğan görüşmesi sonrası Sayın Erdoğan’nın sürpriz manevrasıyla “24 Haziran’da erken seçim yapmaya karar verdik” sözleri, siyasette ve muhalefet kanadında ‘hazırız’ dediler ama telaşa kapıldılar. Erken seçim yapılmasaydı, Türkiye ye karşı saldırılar devam edecekti. Döviz ile Türkiye ekonomisini vurmak isteyenler böyle bir çıkışı beklemiyordu…
Erken seçim yapılması ile Cumhurbaşkanı sistemine biran önce geçilmesi gerekir. Türkiye eski Türkiye değil. Kimseden icazet almadan yoluna devam edecektir. Piyasalar olumlu karşıladı ve dövizde iniş, borsa da yükselme başladı. Türkiye için Millet için hayırlısı olsun. Erken seçimi yazmam lazım. Başbakan ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, İzmir de bir dizi programları var ama Atatürk tarafından dünya da tek Türkiye de kutlanan 23 Nisan çocuk bayramını yazacağım. Başbakan Binali Yıldırım’ın İzmir programında gelişmeleri sonra yazacağım…
23 NİSAN ÇOCUKLAR VE GÜNÜMÜZDE POLİTİKACILAR
Bir çocuk yetişir, dünya değişir. Sözünü unutmayalım. Çocuklar geleceğimiz, yarınlarımızın yöneticileridir.Bu kez politikacılar üzerinden çocuklar hakkında bir şeyler söylemek istiyorum. Tabi kapsama alanına girmeyenleri tenzih ederim. Biri çıkıyor, daha dün ağza alınmayacak sözler, hakaretler ettiği, hatta vatan hainliğiyle suçladığı birini bugün vatana hizmet etmekle övüyor, destekliyor. Bir diğeri çıkıyor, daha düne kadar olmadık hakaretler gördüğü birini bağrına basıyor, onurlandırıyor, onunla yol arkadaşlığı yapıyor. Biri çıkıyor, daha düne kadar ak dediğine bugün kara diyebiliyor. Kara dediğine ak diyebiliyor. Bir başkası çıkıyor, daha dün şunu savunurken bugün onun tam tersini savunabiliyor. Üstelik bütün bunları da o kadar pişkince, yapıyor ki geride konuştuklarını gölgede bırakıyor…
Süper güçlerin başındakiler, hem de dünyanın gözünün içine bakarak bir ülkenin kimyasal silâh ürettiği yalanını söyleyebiliyorlar. Bu sayede o ülkenin tepesine indiği yetmiyor gibi ikinci bir ülke için de aynı yalanı söylüyor. Türkiye gibi Mütefiğine terör örgütleri ile tuzaklar kuruyor. Yalan söylemeyi sıradan, normal, meşru kanıtları olmamasına rağmen bu saldırganlını haklı göstermeye çalışıyor...
Haydi, yaşı küçük çocuklar bunları bilmezler, düşünemezler. Ya yaşı 13-14'ü geçmiş, akılları her şeye eren çocuklar? Türkiye’nin akıllı çocukları? Dünyanın çocukları bu saldırganlıklara ne deyecek?
Politika ve politikacılarla hiç ilgileri olmasa dahi, hiç mi farkına varmıyorlar bu rezaletlerin? Hiç mi duymuyorlar, okumuyorlar? Hiç mi bilgileri, bilinçleri yok?Önceki gün birkaç lise öğrencisiyle ülke sorunlarıyla ilgili sohbet ediyorum, içlerinden biri “Bence en büyük sorun; politikacıların kendileri” demez mi! Neden diye sordum? “Hep yalan söylüyorlar. Birbirlerine hakaretler ediyorlar. Mecliste sille tokat kavga ediyorlar. Bıktık bu kavgalardan” demez mi?
Buyurun, çocuktan alın haberi derler yaa! Halka karşı en büyük sorumluluğu taşıyan siyasilerin çocuklarımıza kötü örnek olmaktan vazgeçmeleri gerekir. Çocuklara en çok politikacılar kötü örnek oluyorlar dersek haksızlık mı yapmış oluruz? Söyler misiniz; onlar böyleyken, biz çocuklara yalan söylemenin, sözünden dönmenin, yağcılık, yalakalık yapmanın, hakaret etmenin kötü bir şey olduğunu, ahlâkla, insanlıkla, uygarlıkla bağdaşmadığını nasıl anlatırız? “Bunları koskoca amcalar bile yapıyor” dediklerinde ne diyeceğiz?
Gelelim eğitim sistemine, yazboz tahtasına dönen müfredata, çocuklar, Öğretmenler, şaşkınlık yaşadıkları kadar ailelerde şaşkın. Öğretmenlerle, okulların derslerin, ders kitapları ve müfredatlarıyla daha fazla oynanmadan duraksama dönemine girmesi gerekir. “Bir çocuk yetişir, dünya değişir” diyoruz ama o dünyanın değişmemesi için çocuklarımızı daha iyi yetiştirmek için aileler kadar siyasetçilerimize de çok iş düşüyor. Bırakalım da özgürce düşünen çocuklar ve gençleri yetiştirelim, ülke yönetmeye hazırlayalım…
Haydi, yaşı küçük çocuklar bunları bilmezler, düşünemezler. Ya yaşı 13-14'ü geçmiş, akılları her şeye eren çocuklar? Türkiye’nin akıllı çocukları? Dünyanın çocukları bu saldırganlıklara ne deyecek?
Politika ve politikacılarla hiç ilgileri olmasa dahi, hiç mi farkına varmıyorlar bu rezaletlerin? Hiç mi duymuyorlar, okumuyorlar? Hiç mi bilgileri, bilinçleri yok?Önceki gün birkaç lise öğrencisiyle ülke sorunlarıyla ilgili sohbet ediyorum, içlerinden biri “Bence en büyük sorun; politikacıların kendileri” demez mi! Neden diye sordum? “Hep yalan söylüyorlar. Birbirlerine hakaretler ediyorlar. Mecliste sille tokat kavga ediyorlar. Bıktık bu kavgalardan” demez mi?
Buyurun, çocuktan alın haberi derler yaa! Halka karşı en büyük sorumluluğu taşıyan siyasilerin çocuklarımıza kötü örnek olmaktan vazgeçmeleri gerekir. Çocuklara en çok politikacılar kötü örnek oluyorlar dersek haksızlık mı yapmış oluruz? Söyler misiniz; onlar böyleyken, biz çocuklara yalan söylemenin, sözünden dönmenin, yağcılık, yalakalık yapmanın, hakaret etmenin kötü bir şey olduğunu, ahlâkla, insanlıkla, uygarlıkla bağdaşmadığını nasıl anlatırız? “Bunları koskoca amcalar bile yapıyor” dediklerinde ne diyeceğiz?
Gelelim eğitim sistemine, yazboz tahtasına dönen müfredata, çocuklar, Öğretmenler, şaşkınlık yaşadıkları kadar ailelerde şaşkın. Öğretmenlerle, okulların derslerin, ders kitapları ve müfredatlarıyla daha fazla oynanmadan duraksama dönemine girmesi gerekir. “Bir çocuk yetişir, dünya değişir” diyoruz ama o dünyanın değişmemesi için çocuklarımızı daha iyi yetiştirmek için aileler kadar siyasetçilerimize de çok iş düşüyor. Bırakalım da özgürce düşünen çocuklar ve gençleri yetiştirelim, ülke yönetmeye hazırlayalım…
23 Nisan Egemenlik ve çocuk Bayramını Dünya’da kutlayan tek ülkeyiz. Bu Türkiye için övünç kaynağıdır. Bu da çocuklara verilen önemi gözler önüne sermiyor mu? O zaman çocuklarımıza, ailesiyle, siyasetçisiyle örnek bireyler olalım. Tüm çocuklarımızın 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramları kutlu olsun…
0 Yorumlar