İzmir Büyükşehir davasında 129 sanığa beraat

İZMİR'de, Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Aziz Kocaoğlu'nun 397 yıl hapis cezası istemiyle yargılandığı 129 sanıklı davada, savcı Zafer Sercan Yetişer, mütaalasında hukuka aykırı deliller toplandığını ve bu durumun hukuk dilinde 'Zehirli ağacın meyvesi de zehirli olur' diye değerlendirildiğini belirtip, sanıkların tüm suçlardan beraatine karar verilmesini istedi. Mahkeme heyeti de savcının talebi doğrultusunda tüm sanıkların beraaatine karar verdi.

İzmir Büyükşehir davasında 129 sanığa beraat
İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik 2 Mayıs ve 22 Kasım 2011 tarihlerinde iki dalga halinde yapılan polis operasyonuyla başlatılan 'ihalelerde yolsuzluk, organize suç örgütü kurma' soruşturmasının 129 tutuksuz sanık hakkında açılan davaya, İzmir 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 30'uncu celse ile devam edildi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu İzmir Adliyesi'ne gelişinde, Çambidi Bandosu tarafından çalınan 'İzmir Marşı' ile karşılandı. Kocaoğlu, ellerinde, üzerinde 'Herkese adalet lazım' yazılı fotoğrafı ve yüzlerinde fotoğrafından oluşan maske bulunan, Tire ile Bayındır'ın köylerinden ve Bademler'den gelen köylülerin, "İzmir Azizdir aziz kalacak" sloganı arasında adliye binasına girdi. 
Duruşmaya hakkında toplam 397 yıl hapis cezası istenen Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve tutuksuz yargılanan diğer bürokrat sanıklar ile avukatları katıldı. Duruşmayı CHP İzmir milletvekilleri Özcan Purçu, Atila Sertel, Ali Yiğit, Zeynep Altıok, Zekeriya Temizel, Musa Çam, Murat Bakan, Mustafa Balbay, CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, CHP İl Başkanı Asuman Ali Güven, CHP'li ilçe belediye başkanları, İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan ile vatandaşlar da izledi. Duruşma salonu tamamen doldu.
Yaklaşık yarım saat süren kimlik tespitinin ardından duruşmaya başlandı.
ANAYASA MAHKEMESE REDDETTİ
Mahkeme Başkanı Tamer Bulam, İstanbul 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasından sonra görülmeye devam eden davaların 'kaldıkları aşamadan devam etmesi'ne ilişkin hükmün, Anayasa'ya aykırı olduğuyla ilgili Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuruyla ilgili kararın geldiğini, davanın reddine karar verildiğini belirtti.
Sanıklardan Tülay Azeri'nin avukatı Emin Azeri, FETÖ'den tutuklu bulunan eski Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak'ın tanık olarak dinlenmesini talep etti. Bulam, ayrıca Akdeniz temizlik şirketinin sahibi Fatih Yazoğlu'nun davaya katılma talebinin bulunduğunu belirtti. Mahkeme heyeti, Yazoğlu'nun katılma talebini kabul ederken, Kavak'ın dinlenmesi istemini ise reddetti.

SAVCI MÜTALAASINDA "SUÇ ÖRGÜTÜ YOK" DEDİ
Savcı Zafer Sercan Yetişer, duruşmada, 29 sayfalık mütalaasını verdi. Savcı Yetişer, 29 sayfadan oluşan 24 ayrı suçun oluştuğu mütaalasını tek tek ayrıntılı olarak değerlendirip okudu. Savcı Zafer Sercan Yetişer, mütalaasında, ortada bir örgütün bulunmadığı sonucuna varıldığını söyledi. Dosyadaki 24 ayrı eylemden 15'inin ihaleye fesat karıştırma suçu olduğunu belirten Savcı Yetişer, dinlenen gizli tanıklar ve belgelere göre ihaleye fesat karıştırma ve diğer eylemlerin oluşmadığını vurguladı. Mütaalada, bazı ihaleye fesat karıştırma eylemlerinde, hukuka aykırı deliller toplandığını da ifade eden Savcı Yetişer, bu durumun hukuk dilinde "Zehirli ağacın meyvesi de zehirli olur" diye değerlendirildiğini ifade etti.

ALKIŞA MAHKEME BAŞKANINDAN UYARI
Savcının mütaalasını okumasının ve tüm sanıklar hakkında tüm suçlardan beraat kararı verilmesini istemesi, salonda bulunan hekes tarafından alkışlandı. Mahkeme Başkanı Tamer Bulam, bunun üzerine "Burası şov yeri değil. Tiyatro alanı değil. Mahkemenin düzenini bozmayalım" diyerek salonda bulunan izleyicileri uyardı. Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının ve sanıkların son sözleri ile savcının mütaalasına karşı duruşmaya ara verdi.

DELİLLER MAKSATLI OLUŞTURULMUŞTU
Aranın ardından söz alan Aziz Kocaoğlu'nun avukatı Ercan Demir, davanın ilk duruşmasında, usüle ilişkin o dönemki heyete verdikleri 55 sayfalık dilekçede belirttikleri gibi delillerin toplanması sürecinin hukuka aykırı gerçekleştirildiğini tekrarladıklarını belirterek şunları söyledi:
"Bu davanın soruşturması 2010 yılında başladı. O dönemki özel yetkili savcı, olayı soruşturan kolluğa iki ayda bir 'cebir ve şiddet buldunuz mu' diye emniyete yazı yazmış. Emniyet 1 yıl sonra kendine göre cebir şiddet bulmuş. Dolayısıyla 'Bu soruşturma hem bu anlamda, hem sonraki delillerin hukuka uygun toplanmaması nedeniyle, bu davanın o dönemde adını yasal olarak koyamasak bile bir koordinasyon ve maksatla oluşturulmuş delillerdir' demiştik. Geldiğimiz bu aşamada 15 Temmuz sonrası bu yapının bambaşka bir örgütlenme içinde olduğu ortaya çıktı, ki bu yapının kamu görevlilerinin esasen görev tanımlarında yer alan kanun, hukuk kaynaklı davranmadıkları, imamları ve abileri kimse ona göre davrandıkları olgu olarak ortaya çıkmıştır. Olgu diyoruz, çünkü yargı süreci sonrası net olarak ortaya çıkacaktır."
Bu soruşturmayı yürüten savcılar ve ardından davaya bakan hakimlerin yine bu Fethullahçı Terör Örgütü'nün üyesi oldukları gerekçesiyle tutuklanıp, meslekten ihraç edildiklerini hatırlatan Demir, "Bunların bir yapının talimatları doğrultusunda hareket ettikleri ortaya çıktığına göre, bu dosyanın hukuk dışında bir karanlık merkezin talimatıyla oluşturulduğu ortaya çıkmıştır. Bu şekilde oluşturulan bir dosya hukuken batıldır, delillerin değerlendirilmesi dahi hukuken doğru değildir. Dosyanın mahkeme tarafından reddedilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ve tüm sanıklar hakkında derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz" dedi. 
Gülay Azeri ve Hüseyin Çalışkanın avukatı Enis Dinçeroğlu da yaptığı savunmada çete suçlamasıyla yargılananlar değil, yargılayanların çete olduğunun ortaya çıktığını söyledi.
Diğer sanık avukatları da tüm sanıklar hakkında beraat kararı verilmesini talep etti.

TÜM SANIKLARA BERAAT
Tamer Bulam başkanlığındaki mahkeme heyeti, yargılamanın bittiğini belirtip, sanıkların tüm suçlardan beraatine karar verip, davayı bitirdi. Ayrıca o dönemde bu soruşturmayı yürütenler hakkında da suç duyurusunda bulunulması kararlaştırıldı.
Yargılama sürerken ölen sanıklardan Alaettin Eraslan hakkındaki dava da düştü. Kararın açıklanmasının ardından salonda bulunan herkes birbirine sarıldı. Böylece kumpas olduğu belirtilen bir dava daha beraatle sonuçlanmış oldu.

KOCAOĞLU ALINLARININ AKIYLA ÇIKTIKLARINI SÖYLEDİ
Beş yıl süren bir davada tüm sanıkların beraatiyle sonuçlanan kararın çıkmasının ardından basın açıklaması yapan CHP'li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, davanın başından beri haksız yere yargılandıklarını ve bugün de alınlarının akıyla duruşma salonundan çıktıklarını söyledi. Kararı büyük sevinçle karşıladıklarını belirten Başkan Aziz Kocaoğlu şunları söyledi:
"2011 yılının ilk günlerinde başlayan soruşturma, 2 Mayıs 2011'de belediyemize yapılan operasyon, arkasından 22 Kasım'da Paris'te EXPO için çalışmalar yapılırken ikinci operasyon ve 2012'de hazırlanan iddianamenin ardından 3 Nisan'da davanın başlamasıyla beraber tam 5 yıl sürdü. Savunmamızı yaptık. Biz hep adalete inandık. Sadece ve sadece adalet istedik. Bugün adaletin vicdanı olduğunu tekrar görmüş bulunmaktayız. Ölen bir arkadaşımızın dışında, firesiz 129 arkadaşımız ile beraat ettik. Ne yapıldığı, neler yapıldığı savcı tarafından tek tek ele alınmış ve yasaya uygun olmayan, ahlak dışı hiçbir işimizin olmadığı tekrar teşhir edilmiştir. Dava açıldığında, 'Bu iddianame bizim şeref vesikamızdır' demiştim. Bu iddianame şeref vesikamız olduğu gibi Büyükşehir'in onurunun, gurunun ve nasıl çalıştığının göstergesidir. Bütün arkadaşlarımıza, bütün belediye çalışanlarına, arkadaşlarımız tutuklu iken daha fazla çalışıp özveride bulunarak, daha fazla evrağa imza atan ve elini taşın altına koyan arkadaşlarımıza, tüm İzmirli hemşerilerime, başından beri bize inanan, güvenen, bizim hile hurda yapmadığımıza inanan tüm İzmirlilere sonsuz teşekkür ediyorum. Konuşmamda her mahkeme çıkışı, 'Bizim ilacımız çalışmaktır' diyerek, biz bu sıkıntılı süreçlerde ancak ve ancak çalışarak halkımıza layık olacağımızı söyledik. Bize düşen en büyük görev, İzmirli hemşerilerimizin hizmetinde daha büyük projeler için çalışmaktır. Benim anladığım ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin tüm çalışanlarının anladığı bir düstur var: Çalmamak, çaldırmamak ve çalışmak. Çalmamaya, çaldırmamaya ve çalışmaya devam edeceğiz. Allah tüm namuslu insanlara, bir daha böyle sıkıntılı zamanlar yaşatmasın."
Kocaoğlu ve beraberindekiler daha sonra adliyeden ayrıldı.

Yorum Gönder

0 Yorumlar