..
o gün.. uzun süre kaldım agora meyhanesinde , güneşten de sıcak dost yüzlü bir adamdı en son meyhane kapısından içeri girip gizemli sancılar içinde kucaklaştığım
vücut genç olsa da yüz gerçekten dalgın,dargın,yorgundu
bir titrek sesi vardı hedefsiz avare gibi ..az çok benziyoruz onunla sanki
argosu çoksa da yakışıyor konuştukça her kadeh üstüne yıkılıyordu yüksek tonajla tartıda bekliyordu sanki zil zurna anılar
kurşuni bulutlar meyhanenin çatısına binmiş kadar yakın her hıçkırıkta ağız kulaklara fır dönerek uzatıyordu kelimeleri sarhoş diliyle
aslında burada hiç kimse kendine ait değildi ben bile öyle kaptırmışım ki kendimi yeryüzünden zamandan kopuk gibi anlatıyordum
oysa hiç kimse farkında değildi
bir ara
beni de güçlü bir baston zannetmesi yıllanmış şarap gülüşlerime etraftan da kahkahalar karışıyordu anlayamamıştı neden gülüştüğümüzü bir tek o sanki sonbahar
bak dostum gel sokul yanıma hele
evet düşündükçe hayat birkaç noktada çok yüklenir bizlere ezmek çökertmek ister gibi duvar kesilir karşımızda dizlerimiz felç olur yürütmez bazen hatta olmuş armutlara hücum eder ayı gibi o da bunu ister zaten bataklık halinde gırtlağımıza kadar sarar
kulaçlarız kıyıya ...ulaşamayız ... kurtulamayız dostum
offf ooof diyorum sana
kısaca o gün
kana kana eğleniyorduk can eriyişi meyhanesinde ... çökenler kusanlar bayılanlar olsa da sille tokat ayıltıp kaldığımız yerden devam ediyordum anlatmaya
evet içerisi fuar vitrinleri gibi gözükse de biliyorduk felsefenin maddeden dışarı çıkamıyacağını kimbilir belki de buranın adı değişmeliydi ADINI SEN KOY meyhanesi olarak ... en komik anlarımızdan biridir ekşi ekşi sırıtırak sebepsiz nedensiz birbirimize teşekkür etmelerimiz yok mu... masa üstüne çıkıp göbek atmalarımızdan bahsetmiyorum
Sonra sessizlik
Çırılçıplak naralar
Uçup gitti boyu aşan dalgalar gibi
Aslında seslerdi ağlayan
Ayaza kesen biz
Herkesten önce dost yüzlü adamdı buz adama dönüşen
Yere tükürsem düşmeden çatırdayacaktı
İnsanı ısıran bir soğuktu vesselam
Hatta saatime baktım on bile donmuştu
0 Yorumlar